Ana içeriğe atla

Cam Gibidir Bazen

 Pürüzsüz Yansımalar Edebiler


    Umarım güzel yansımalarınız ve düşünceleriniz arasında büyük çatlaklar yoktur. Bugünkü konumuz tahmin edebileceğiniz gibi aynalar. Tabi bu sadece bir yanılsamadan ibaret. Asıl bahsetmek istediğim şey ise iç dünyaların fiziksel olan dış dünyaya vurumu. 

    Acaba herkes sizi kendi gördüğünüz gibi mi görüyordur, yoksa başka birine bakmak için kullanılan özel bir algı sistemi mi vardır; konusu, üzerinde çok tartışılan bir konudur bu yüzden bununla da ilgilenmeyeceğim bu yazımda. 

    Aslında bu daha çok benim kişisel hayatımdan, kendi hayat kırıklıklarımdan bir parça.

    Çünkü bazen bir yansıma, bir aynanın ölümü olabilir...

Aynam, güzel aynam.
Ne gördüysem, ne hisettiysem hepsi sana.
Ne gömdüysem, ne söylettiyse hepsi kalbine.
Bana değil, kalbine teşekkür et.
Ben sadece gördüğüm yansımayı betimledim.
Karanlıkta kolay oldu tabi.
Belki de yakındayken fazla parlaktı.
Veya o parlaklığı yine yansıtan sendin.
Şimdi burada bulunmayışım yalnızca karanlıktır.
Çünkü göremeyeceğim için, yansıttığını.
Her şeyi söyleyebilirim.
Her kelime bir ümit.
Her kelime bir lanet.
Her kelime bir nimet.
Her kelime bir alamet.
Her kelime bir kehanet.
Her kelime bir hareket.
Gerisini de sen hesap et.

Aynam, isli aynam.
Burada değilim şimdi.
Çünkü hata yapmaktan korkmuyorum.
Seni kırmaktan korkmuyorum.
Çok değişken içeriyorsa da
Verdim sonunda kararımı.
Bu sefer üzgün de değilim.
Pişman hiç değilim.
Bak 273 gün yine doldu.
Hatta 4. bu.
4 kez beni düşündürdün.
4 kez kelimelere boğdun.
4 kez karanlığa düşürdün.
Ve 4 kez aydınlattın.
Bunlar birini eğitmek için,
Bunlar birini yetiştirmek için,
Yeterince doğru adımlar değil.
Sen hayatı taklit etmekten başka,
Ne yaptığını sanıyordun ya?

Aynam, çatlak aynam.
Bunları sen düşmeden,
Önce yazsaydım,
Belki bir şeyler hissederdik.
Ortak bir yola varabilirdik.
Fakat şu an yapmam gereken,
Büyük bir esirlik var.
Fakat şu an yapman gereken,
Büyük bir vezirlik var.
Ve şu an okuman için.
Yazmam gereken,
Büyük bir rezillik var.
Çünkü dinlemen gereken,
Büyük bir sessizlik,
Sessizliğin içinde kelimelerimi,
Duyurmam bir de anlatmam gereken sen,
Varsın, vardın, var.

Aynam, kırık aynam.
Belki sen şanssızlıktın,
Belki ben bahtsızdım.
Bunu asla bilemeyeceğiz.
Çünkü bugün önemli bir şey için,
Burada değilim ve olmayacağım.
Yaşamamız gereken ayrı hayatlar olduğunu,
Tanışmamız gereken farklı kişiler olduğunu,
Kurmamız gereken yeni bağlar olduğunu,
Düşünmemiz gereken değişik hayaller olduğunu,
Söylememiz gereken güzel melodiler olduğunu,
Sevmemiz gereken, bekleyen ruhlar olduğunu,
Yazmamız gereken garip hikayeler olduğunu,
Öğrenmemiz gereken daha çok şey olduğunu,
Okumamız gereken türlü yazılar olduğunu,
Tartışmamamız gerekenin hayat olduğunu,
Farketmemiz gerekenin iyilik olduğunu,
Fark yaratmamızın daha iyi olduğunu,
Toplamda kaç doğru-yanlış olduğunu,
Duyacağın sesin bana ait olduğunu,
Beni, hiç anlayamayacak olduğunu,
Bildiğim halde tecrübe ettiğime,
Dikkatini çekmeyi istiyorum.

Parçam, ayna parçam.
Bilirsin sözleri tutmak,
Büyük erdemlik.
Ve yine bilirsin ki:
Ben Mecnûn değilim.
Ya da Ümit Yaşar Oğuzcan,
Ya da Cemal Sürey(y)a,
Ya da Murathan Mungan,
Ya da Nazım Hikmet,
Özellikle de Ahmed Arif.
Sen de emin ol, 
Leylâ'nın tırnağı değilsin.
Hiç bir zaman olmadın. 
Ki olamayacaksın.

Kesiğim, ayna kesiğim.
Görüntüsü acıtır yaramı.
İyileşip de izi kalsa da.
Hasarı büyük, tadavisi acil değil.
Ben çoğu gibi verdiğim sözlerimi,
Tutmak için gelmedim.
Gelseydim yine bilirdin tutamayacağımı.
Ya panikatak ya da içten içe depresif,
Ya gülümser gibi ya da melankolik,
Ya hissiz ya da kaotik..
Şekilde bulunacağımdan mütevellit,
Sana iki çift lafım olamazdı.

Şansım, kötü şansım.
Fakat sen burada yenisin.
Ben ise sadece bir şiir.
Çoğu yazımı okudun,
Ve de anlamak isteyip anlayamadın.
Ya da anlamamazlıktan geldin.
Belki de hiç anlamak istemedin.
Evet, daha önce de dediğim gibi:
Anlayamamak hep senin işin.

Bunu kısa veya uzun,
Sesli veya sessiz,
Güzel veya çirkin,
Masal veya hikayevari,
Tatlı veya ekşi,
Akşam veya öğlen,
Latifeli veya ciddi,
Şekilde yapabiliriz.

Söyle bakalım şimdi kötü şansım: 
Beni nasıl unutmak istersin?

    Çoğu zaman bir bağlamın olmaması hikaye veya anlatıda bütünlüğü bozar. Bunu bildiğim halde kendi türümde yazarken bu bağlamı çözecek herhangi bir geçiş, herhangi bir sonuç yazamıyorum.
Bu bilinçaltımın hikayenin bitmemesi gerektiği hakkında bir uyarı olabilir. Bunun hakkında ne kadar düşünsem de ben de bu konu hakkında bir bağlama ulaşamadığımdan çoğu zaman eli boş dönüyorum kendi iç dünyamdan. Bugünlük bize ayrılan sürenin de sonuna geldik. Bizi okuduğunuz için teşekkürler.

Öğrenilmesi gereken şarkılardan biri:

If you ever feel alone and,
The glare makes me hard to find.
Just know that I’m always,
Parallel on the other side.

**************Çeviri*************


Eğer yalnız hissedersen ve,
Parıltı beni bulmanı zorlaştırırsa.
Şunu bil ki ben her zaman,
Diğer tarafta paralel olacağım.



                 Justin Timberlake - Mirrors

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bugün Bayram

Mutlu Bayramlar Edebiler      Hepinizin huzurlu güzel bir bayram geçirmesi dileklerimle.         İlk açıklamam biraz moral düşürücü olacak biliyorum ama geçen günkü açıklamaya göre bu haftaki vaka sayıları yüzde otuz oranında bir artış gösteriyor.      Bakan Koca'nın:  Bayram telaşı ve neşesi içinde tedbirleri hafife almayın, Bayrama gölge düşürecek tedbirsizliklerde bulunmayın.  uyarısına dikkat etmekte büyük fayda var.      Bugünkü başlayacağım ilk içeriğimin nasıl olması gerektiğini düşünürken aklıma eski paylaşımlarımdan başlamak geldi. Her ne kadar burada ilkim olsa da uzun süredir karalamalarım üzerinde çalışıyorum. Tabi genç ve yeteneksiz biri olarak başladığım için çocuksu duygular ve kafiyeleri ortak olan bir kaç kelime grubunu sıraya koymak benim için güzel bir uğraştı o zamanlar için. Gerçi şimdi yaptığımdan çok farklı değil ama yazının kalitesinde bir artış olduğunu düşünüyorum tabi. Lakin çevrem...