Merhaba Edebiler
Umarım iyisinizdir ve bu bunaltıcı yaz sıcağında yapmış olduğunuz akraba ziyaretleri sizi daha da bunaltmamıştır. Bu konuda sıcağı ve nemi uzun süre bereketli topraklarda tecrübe etmiş biri olarak söyleyebilirim, gayet zor bir durumdan, en azından yolun yarısını tamamlamış olmanız sebebi ile, büyük bir başarı sergilediğiniz için sizi tebrik ederim. İnanıyorum ki biraz daha gayretle bu yolun sonunu görebilecek ve sıcaktan daha yarı yolda pes edip kalan tatil günlerini serin bir klimaya mahkum geçiren diğer yarışmacı arkadaşlarımız gibi değil sıcağa olan dayanımını artırmış bir kazanan olarak, ki sizi temin ederim önümüzdeki yıllar daha sıcak olacaktır ayrıca "49.1 C ile sıcaklık rekorunu kıran Cizre'yi de tebrik ediyorum." bu bilgi ile de artık ne yaparsınız artık bilemem 😅, siz de bu yeni yeteneğiniz ile kendinizi ve ailenizi tebrik edebilirsiniz.
Bugün uzun zaman sonra biraz yürüyüş yapıp, tabi ki müzik eşliğinde, blogun geleceği hakkında biraz düşündüm. Becerebileceğimi düşünüyorum açıkçası. Tabi bu biraz da zamana bağlı. Sonuçta okuyucunun az olması yazarın moralini düşüren bir olgu.
Okuyucularımın da göz zevkini düşündüğümden geçmişteki her yazımı buraya yüklemek büyük maskaralık olur. Bu yüzden çoğu çocukça şiirimi buraya koymayacağım. Merak edenler tabi ki biraz araştırma ile bulabilir ama size bunu yapmamanız konusunda uyarmam gerekiyor. "Gerçekten kötüler. 😔" Ayrıca bir önceki yayınımda fark ettiğiniz gibi yazılarımı isimlendirme konusunda o kadar iyi değilim bu yüzden bunu size bırakıyorum.
Tatlı, biraz da yavaş esti rüzgâr dün,
Yarın ne getirir, ne var ki sırada?
Güzel ve de anlamlı bir gündü bugün.
Fakat en mutlu zamanım olmasa da.
Bi' yarıştır yaşamak, bi' çırpınış, bi' haykırış... Oradan oraya koşuşturup durur insanlar. Küçükler oyunlar oynar, büyükler sayılarla. Bazen ise bekleyiştir. Sonu gelmez bir bekleyiş. Tabi karıştırılmasın "beklenti" ile o ayrıdır. Beklenti bir durumun gerçekleşmesi için istenilen ve inanılan olasılıktan ibarettir. Varsayımsal bir olgudur. Psikolojide işin içine çıkar da girer, güven de, ihanetle sonuçlanmasa bile sosyal ilişkilerde genellikle üzüntü ile sonuçlanır. Tabi çoğu zaman bu kötü bir şey değildir. İnsanları sosyal açıdan geliştirip gereksiz beklentilerin farkına varılmasını ve önüne geçilmesini kolaylaştırır. Bekleyiş ise bu beklentiler arasında geçen zamanın kendisidir. Zamanın farkındalığıdır. Kah boşa geçen zamandır kah yeterince doldurulmuş. Dakikaların kıymeti ise bekleyişe göre fark gösterir. Sonuçta zaman hem göreceli hem de karmaşık bir kavramdır. Beklenti içine girmek yanlıştır demiyorum ama bana göre sosyal ilişkilerde birinden bir şey beklemek doğru değildir. Eğer yeterince açıklama yapılmış ise konu beklenti durumundan çıkıp bir sorumluluğa dönüşebilir. Böylece çoğu zaman gereğini yaptığını ve sonuçlara hazırlıklı olduğunu düşünen insan pişmanlığa gerek kalmadan hayatına devam edebilir.
Bugünkü yazımı da sevdiğim bir sanatçının şu sözleri ile bitirmek isterim:
Belki aramadım, belki gelmedim,
Belki de zaman hep yanlıştır dedim.
Ama Mecidiyeköy Metro'da belki rastlarım diye,
Hep oturup bekledim.
Deniz Tekin - Hep Oturup Bekledim
Yorumlar
Yorum Gönder